ç a y
çay
25 Eyl 2015 Yorum bırakın
in çay, erzurum, irfan kurudirek
ç a y
denk
19 Eyl 2015 Yorum bırakın
in denk, irfan kurudirek, yıldız, Şiir
gülüşün-
gülüşüme denk geldi
tam da böyle bir bahardı
ilk veya son oluşunun ne önemi var.
hatırladıkça balkonda yıldız kuruturum
kışa dilek lazım, memleket kara.
buradan bakınca ay
oradan bakınca bahar.
bi’ düşün de
içim ısınsın.
fotoğraf: viyana, 2009
güz dağı: eylül
11 Eyl 2015 Yorum bırakın
in bakmak, eylül, görmek, güz dağı, irfan kurudirek, kuş, Şiir
göz göremez bazen,
dikkat et, bak,
görmeyi bilenlerin kapalıdır gözleri.
ve kim bilir belki kuşlara denizdir gökyüzü,
sana uçuyor olabilirler ama işte orada, bak,
yüzüyor hepsi.
yön
05 Eyl 2015 Yorum bırakın
in cehennem, irfan kurudirek, yön, Şiir
insanın gözleri çöker de
enkazından toz çıkmaz bilirim.
zamansız söyledin yönünü,
boğazıma oturdun-
içime bakıyorsan eğer manzaran güzel,
aynalardan korkuyorsan,
içim cehennem.
kıyı
02 Eyl 2015 Yorum bırakın
in Genel
vicdanı kangren olmuş padişahların nefes aldığı yer küreden
içerisinde umuttan başka hiçbir şey barındırmayan çocukların göçüşü ağır.
dilini, dinini, ırkını, cinsiyetini, mezhebini sorgulamadan evvel işlenen bi’ insanlık suçuna “suç!” diyemeyenler mışıl mışıl uyurken
zifiri karanlıkta bi’ ışığın düşüyle sonsuzluğa uyuyan masumların uykusu ağır.
çocuklar ıslansınlar ama ölmesinler.
birilerinin kokuşmuş günahlarının bedelini çocuklar ölü bedenleriyle kıyıya vurarak ödememeli.
hiçbir dava, hiçbir ulusal çıkar, hiçbir koltuk masum bi’ çocuğun aziz canından kıymetli değil, olmamalı.
“ürkek bir serçe gibi eğme başını
kaldır başını ve dimdik dur
bu senin değil, ülkemin ayıbı
hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk.” -nazım hikmet-
iksir
01 Eyl 2015 Yorum bırakın
in aşk, ölümsüzlük, iksir, irfan kurudirek
yanında bulduğum bu ölümsüzlük
başka bir deyişle kokun olmalı.
sırtım duvara değdiğinde tedirgin oluyorum,
hiç değilse dokunduğun bir beton olmalı diyorum
taş kesiliyor içim.
buralar fani,
ellerim kör, yanını arıyorum
kim benden fazla yaşıyor oralarda,
bilmiyorum.